Tercih Sorgulama

2017 LYS Tercih Rehberi için Tıklayın



Kariyer sitesi 'Secretcv' Genel Müdürü Okan Tütüncü, Üniversite Tercih Rehberi için adaylara tavsiyelerde bulundu. Tütüncü son 6 yıldır durmadan büyüyen tek sektörün perakende, en çok eleman ihtiyacının ise bilişimde olduğunu söyledi.

Üniversite tercih döneminde öğrencilerin belki de en zorlandıkları konu; meslek seçimi. Özellikle Türkiye'de bazı alanlarda yaşanan işsizlik, öğrencileri bazen hiç istemedikleri ya da sırf maddi bir güvence sağlayan mesleklere itiyor. Meslek seçerken dikkat edilmesi gereken kriterleri, gelecek vaad eden meslekleri ve en çok istihdam açığının yaşandığı sektörleri, kariyer sitesi 'Secretcv' Genel Müdürü Okan Tütüncü ile konuştuk.

YGS-LYS Net Sihirbazı indir

YÖK Program Atlası (Lisans-Önlisans) İndir

YÖK YGS LYS başarı sırası sihirbazı indir

Türkiye'de son 6 yıldır büyüyen tek sektörün parakende olduğunu ifade eden Tütüncü, bu alandaki işlerin meslek olarak görülmediğini, özellikle bilişim sektöründe ara eleman sıkıntısı yaşandığını anlattı:

Tütüncü üniversite adaylarına şu tavsiyelerde bulundu:

"Öğrenciler karakterlerine ve yeteneklerine uygun meslek seçmeli. Seçtikleri mesleğin kendilerine uygun olup olmadığını ise özellikle staj döneminde uygulamalı olarak analiz etmeli."

DOĞRU TERCİH YAPMANIN PÜF NOKTALARI

Üniversite tercihinde yol gösteren kriterler

Alan mı meslek mi?

İşsiz bırakmayan meslekler

En popüler bölümler

Puan mı,başarı sırası mı?

Devlet mi,vakıf mı?

Meslek seçimindeki ilk kriter: Karakter ve yetenek uyumu

"Üniversitede ne okursanız okuyun, öğrenciler kendilerine uygun meslek alanını seçmeli. Meslek seçiminde en önemli kriter; karakter ile yapacağı meslek arasında uyumdur. Bunların yanından kişinin istekli olması da önemlidir. Meslek seçiminde öğrenciler karakterlerine ve yeteneklerine göre meslek kriterlerini belirlemeli ve seçmeleri. Fakat sadece meslek seçmekle işler bitmiyor. Öğrenciler, seçtiklere mesleğe uygun olup olmadıklarını da test etmeli. Kişiler ise bu testi ancak mesleklerini icra etmeye başladıklarında anlarlar. Ama bu test tek bir şirkete ve departmanda olmaz.

İyi meslek kötü meslek yok

"Mesleğe atılanlar, farklı şirketlerinde ya da departmanlarında çalışarak seçtikleri meslekleri analiz etmeliler. Kişiler, bir şirkete girdiğin bir departmandaki verilerle bu meslek iyi ya da kötü gibi çıkarımlarda bulunmamalı. Çünkü 'a' şirketi bu iş yapılıyordu 'b' şirketinde çok kötü yapılabilir bir yere göre yapmamalı. Bazen çok iyi yapabileceğin bir şeyin tek bir veriye bakarak analiz edebilirsiniz. Bu nedenler sürekli farklı şirketlerde mesleğinize olan yetkiliğinizi demeniz gerekiyor."


Secretcv Genel Müdürü Okan Tütüncü, üniversite okunan bölümle, seçilen mesleğin illa da aynı olması gerekmediğini söyledi.

Doğru meslek seçimi iş bulmaya yetmiyor

Türkiye'nin büyüyen bir ülke olduğunu söyleyen Tütüncü, meslek seçiminin yanından artık kişilerin kendilerine katması gereken farklı değerlerin olması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor:

"Türkiye büyüyen bir ülke. Dolayısıyla dünya ile entegre olmayan çalışan bu ülkede ilk şart; İngilizce bilmek. Bence bu bütün meslekler için en önemli bir kriter. Artık İngilizce öğrenememek gibi lüks yok. Türkiye’de ne yazık ki iş beğenmemezlik var. En işsizliğimiz zirvede olduğu yüzde 12’lere ulaştığı şu dönemde bile yine de iş ilanları var. Çünkü 'Neden?' bazı firmalar istedikleri nitelikte eleman bulamıyor. Öğrenciler üniversiteyi kazanmasalar dahi çalışabilecekleri binlerce iş var. Özellikle perakende, tekstil ve sağlık sektörlerinde."

En fazla ara eleman sıkıntısının yaşandığı sektör: Bilişim

Türkiye’de istihdam alanında karşılaşılan en büyük sorunlardan birinin de ara eleman sıkıntısı olduğunu hatırlatan Tütüncü şunları anlattı:

"Son yıllarda meslek liselerine verilen öneminin artmasıyla bu ara eleman sıkıntısı az da olsa azaldı. Devlet ve özel sektör ara elemanlara daha çok destek veriyorlar. Bu nedenle meslek lisesi çıkışlılar iş noktasında daha çok istihdam ediliyorlar. Özellikle ara eleman sıkıntısı bilişim sektöründe yaşanıyor."

İşşiz bırakmayan sektörler: Perakende, Tekstil ve Gıda

"Türkiye'de en çok istihdam açığı perakende sektöründe yaşanıyor. Çünkü perakende Türkiye’de son 6 yılda hiç durmadan büyüyen tek sektör. Her gün yeni AVM açılıyor bu daha çok mağaza açıldığı anlamına geliyor. Türkiye’de kimse perakende sektöründeki açık alanları 'meslek' olarak görmüyor. Yüzlerce, binlerce insan perakende sektöründe çalışıyor. Bu sektörün bir altında tekstil sektörü var."


Üniversite adayları dikkat!

İlk kriter,"Ben ne istiyorum" olmalı

Yeteneklerinize göre tercih yapın

Sağlık ve bilişim gözde alanlar

Anne ve babalar çocuklarınıza kendi hayellerinizi dayatmayın


Türkiye'de büyüyen tek sektör: Perakende

Türkiye’de son 6 yıldır hiç durmadan büyüyen tek sektörün 'Perakende' olduğunu ifade eden Tütüncü Türkiye'de en çok istihdamın sağlandığı sektörleri sıralıyor:

"Perakende sektöründe öne çıkan mağaza satış danışmanlığı, kasiyerlik gibi meslekleri kimse gerçek bir meslek olarak görmüyor. Bu mesleklere geçici meslek gözüyle bakılıyor. Halbuki perakende sektörü kendi içinde ciddi departmanlara ayrılmış ve bu departmanlarda çok fazla eleman ihtiyaç var. Perakende sektörünün öneminin anlaşılmasıyla beraber son yıllarda bu alan için açılan birkaç üniversite bölümü de var. Perakende bölümü ön lisans ve lisans olmak üzere üniversitelerde açılıyor."

Hangi meslekler gözde

"Perakende sektörüyle alakalı üniversitedeki eğitimlerin dışında sektördeki firmalarlar perekende eğitimleri veriyorlar. Perakende sektörü dışında en çok istihdam sağlanan alanlar sırasıyla tekstil, gıda, inşaat ve eğitim geliyor. Tabi bu alanlar zamanın şartlarına göre sıralaması değişiyor. Yaz aylarında özellikle eğitim ve inşaat sektörü ön planan çıkarken, örneğin; Ramazan ayı ile birlikte gıda sektöründe istihdam artışı yaşanıyor. Eğitim sektöründe en çok aranan elemanlar ise daha çok branş öğretmenliği olurken, sağlık sektöründe hemşirelik hatta hemşirelik özelinde Acil servis hemşireliği, Bebek hemşireliği gibi daha çok uzmanlaşmaya giden mesleklerde de istihdam sağlanıyor."

Tercihler bu yıl Temmuz 2017 - Ağustos 2017 tarihleri arasında yapılacak. Stresli bir sınav maratonunu geride bırakan öğrenciler için belki de en zorlu dönem başlıyor. Öğrenciler üniversite tercih dönemiyle sadece bir üniversite değil; aynı zamanda geleceklerini de şekillendiren meslek yolculuklarına da başlayacak. Bu noktada gençlerin sağlıklı ve doğru bir tercih yapması için üniversite tercih döneminde yapılması gerekenleri, dikkat edilmesi gereken kriterleri uzmanlara sorduk. Ümraniye Final Temel Lisesi Rehberlik Bölüm Başkanı İlksen Saltık tercih döneminden dikkat edilmesi gerekenleri tek tek sıraladı:

Rehber yardımı değil, uzman rehber yardımı alın!

"Tercihler noktasında alanında uzman rehber öğretmenlerine ya da rehber- psikolojik danışmanlardan öğrenciler yardım almalılar. Çünkü eğitim dünyasında çok fazla rehberlik bilgisine sahip; fakat uzman olmayan ve bu nedenle yanlış bilgilendirme yapan kişiler var. Öğrenciler eğitim kurumlarından yardım alabilirler, herhangi bir kuruma kayıtlı değilseler bile bu yardımları isteyebilirler."

Tercihteki en önemli kriter: Başarı sırası ve yüzdelik dilim

"Tercih noktasında öğrencilerin dikkat etmesi gereken en şey; yüzdelik dilim ve Türkiye sıralaması. Tercihlerimizi puanlar üzerinden değil, yüzdelik dilim ya da başarı sıralamalarına göre yapmak gerekiyor. Çünkü puanlar her sene o sınav giren öğrenci sayısıyla, değişime uğrar. Fakat sıralamalar ya da dilimlerde büyük bir değişiklik. Bu nedenle tercih yaparken elimizdeki en net veriler;başarı sıralaması ve yüzdelik dilimlerdir. "

Uzman rehber öğretmen İlksen Saltık, öğrencilerin tercih yaparken dikkat etmesi gereken en önemli kriterin; yüzdelik dilim ve Türkiye sıralaması olduğunu söylüyor.

İstenmeyen tercihler mutsuzluk sebebi

"Öncelikle öğrenciler meslek tercihlerini belirlemeliler. Kendilerine, 'Hangi mesleği istiyorum ben?' sorusunu sormalı. Özellikle öğrencilerin kişiliklerine, yeteneklerine, ilgi alanlarına uyan bir meslek seçimi yapmaları gerekiyor. Bizim karşılaştığımız en büyük sorunlardan biri de öğrencilerin sırf sene kaybetmemek için istemediği bölümleri ve meslekleri seçmeleri. Bu şekilde tercih yapanlar; üniversitenin ilk senesi sıkıntı yaşamamalarına rağmen son sınıfta yanlış tercih yaptıklarının farkına varıp, mutsuz olabiliyorlar."

Meslek hedefi olmayanlar "alan" hedefi belirlesin

"Tercih süresinde iki öğrenci profili ile karşılıyoruz. Öğrencilerin bir kısmı önceden hedeflerini belirlemiş. İlk başta ana hedeflerini belirleyen öğrenciler yıl içinde ara hedeflerini de oluşturduğu için daha doğru tercihler yapabiliyor. Bu öğrenciler herşeylerini planlayarak üniversite sınavına hazırlanıyor. Bir ikinci bir profil var: Belli bir hedef belirlemeyen öğrenciler ki daha yoğunlukta olan kısım bu durumdaki öğrenciler. Bu tarz öğrencileri yönlendirmek daha zor. Bu profile sahip öğrencilere tercih sürecinde en azından mesleklerinden ziyade alanların belirlemelerini tavsiye ediyoruz. Öğrenciler tercih döneminde kendilerine şu sorularını sormalı.'Ben 5 yıl sonra nerede olmalıyım?', 'Seçtiğim meslek benim kişisel becerilerimle yakın mı?', 'Hoşlandığım şeyler ya da ilgi alanlarım nedir?' sorularına cevap aramalı. Ama bizim öğrencilerde en çok gözlemlediğimiz şey; 'Ben hangi mesleği bitirirsem hayatımın geri kalanını idame ettirebilirim' sorusu oluyor. Öğrencilerde biraz Türkiye'nin ekonomi yapısından kaynaklanan bir panik halindeler. Bahsettiğimiz meslek seçimi kriterlerine dikkat etmeyen öğrenciler ileri de belki başarılı ama mutsuz oluyorlar."

Son yılların en gözde alanı: Sosyal Hizmetler

Tercih dönemindeki en önemli kriter meslek seçimi. Fakat meslek seçimin yanından üniversiteyi bitiren gençlerin en büyük sorunu işsizlik. Hem doğru meslek hem de işsiz kalmamak gençlerin gelecekteki en büyük hedefi. Saltık, mesleklerin dönem dönem zamanın koşullarına göre değiştiğini söyleyerek, en çok istihdam alanı olan meslekleri şu şekilde sıralıyor:

"Mesleklerin ve bölümlerin popüleritesi her zamana göre değişiyor. Ama son yıllarda en çok ilgi görülen meslekleri söylemek mümkün. Türkçe- Matematik alanında öğrenciler biraz daha sağlam ayakta durabileceklerine inandıkları mesleklere yöneliyorlar. Bunlar arasında Hukuk, Psikoloji, İngilizce-İktisat, Sosyal Hizmetler, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık var. Özellikle Sosyal Hizmetler bölümünün altını çizmek gerekir. Bu bölümün popülerliğinin artması AB'ye uyum sürecinde yerine getirilmei gereken kriterlerden kaynaklanıyor. Türkiye'de en çok istihdam alanı oluşturan meslek."

AB uyum süreci ile birlikte Türkiye'de en çok istihdam alanı sağlanan mesleklerin başında Sosyal Hizmetler Uzmanlığı geliyor.

Sözel alandaki mesleklerde iş bulmak daha zor

"Sayısal alanta tıp fakülteleri vazgeçilmez. Matematik-Fen alanındaki öğrenciler için özellikle son yıllarda sağlık alanlarından belli başlı ihtiyaç duyulan meslekler var. Örneğin; Odyoloji, Ergoterapi, Fizyoterapi, Beslenme ve Diyetetik ve Hemşirelik. Ülkemizde bu bölümlerde mezun olanlar işsiz kalmıyor. Yine Matematik- Fen alanından Mühendislik bölümlerini tercih eden öğrenciler, genellikle temel mühendislikleri seçiyorlar. Örneğin; Endüstri, İnşaat, Makine mühendislikleri gibi. Sözel alanda ise özellikle öğretmenlik bölümleri yine gözde mesleklerden. Başta Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile İletişim Fakülteleri tercih ediliyor. Özellikle sözel alanda meslek seçen öğrenciler, iş bulma konusunda diğer alanlara göre daha malesef daha dezavantajlılar."

Tercihlerdeki ilk kriterler: Akademik kadro, yabancı dil eğitimi...
'Mesleğimizi seçtik; Peki, sonraki tercih kriterlerimiz neler olmalı?' sorusunu Saltık, şu sözlerle cevaplıyor:


"Tercih sırası yaparken ilk önce; ÖSYM tarafından yayınlanan tercih kılavuzunu dikkatli okumalı. Çünkü orada birçok üniversitenin belli şartları var. Birçok öğrenci ve veli tercih yaparken bu şartlara dikkat etmiyor. Eğer zamanları varsa; mutlaka okumak istedikleri okulları ziyaret etsinler hatta üniversitedeki öğretim üyeleri ile görüşmeler yaparak ön bilgiler almaları faydalı olacaktır. Bölümler arasında da belli başlı farkılıklar var. Mesela; Bir Tıp Fakültesini tercih edecek öğrenci öncelikle özel mi devlet mi üniversitesi tercih edeceğine karar vermeli. Okulların şartları bu noktada tercih sebeplerini de oluşturuyor. Örneğin; tıp fakültesi tercih edecek öğrenciler hangi okulun TUS başarısı daha yüksekse; onu tercih ediyorlar. Geçen sene 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi TUS'ta en başarılı üniversiteydi. Bu bize bu fakülte de verilen eğitimin ve akademik kadronun başarısı hakkında ipuçları verebiliyor. Bu durumda tercih sırasında öğrenciler için önemii bir kriter. Okul tercihindeki diğer önemli nokta ise; okul seçimi. Öğrenciler öncelikle okulların fiziki ya da sosyal şartlarına bakarlar ama bunlardan daha önce dikkat etmeleri gereken kriterler var: Eğitim ve akademik kadro başarısı, sınıfların kapasitesi, İngilizce eğitime olan ağırlık, yüksek lisans aşamasındaki çalışmaları gibi. Öğrencilerin bu kriterlere göre tercihte bulunmalarında fayda."

Doğru bir okul tercihi yaparken yapılması gereken ilk kriterler; Akademik kadro,sınıf kapasitesi, yabancı dil eğitim ve staj olanakları olmalı.

Vakıf üniversitelerin fiziki ve teknik şartları tercih sebebi

Üniversite tercih döneminde birçok kriter var. Öğrencilerin okul seçiminde karşılarına iki seçenek çıkıyor. Devlet ve vakıf üniversiteleri. Artık devlet üniversitelerindeki akademisyenlerin özel üniversitelere yöneldiğini belirten Saltık, devlet ve vakıf üniversiteleri arasındaki farkları şu sözlerle anlatıyor:

"Vakıfla devlet üniversite arasında birçok farklılık var ama öğrencilerin vakıf üniversitelerini temel olarak seçme nedeni; özellikle İstanbul'da yaşayan öğrenciler için baz alırsak; il dışına çıkmak istememeleri. Bu durum vakıf üniversitelere olan ilgi arttırdı. İstanbul'da ya da büyük şehirlerde okuyan öğrenciler sosyal ortamlarından ve ev düzenlerinden kopmamak adına vakıf üniversitelerini tercih ediyorlar. Vakıfla devlet üniversitesi arasındaki en önemli göze çarpan fark; üniversitelerin fiziki şartlarının farklılığı. Özellikle teknik alanda vakıf üniversitelerin sunduğu imkanlar, vakıf üniversitelerinin tercih edilme sebeplerinden biri oluyor ya da vakıf üniversitelerin yabancı dil konusundaki çalışmaların bu üniversitelerin tercih edilmesinde cazibe noktası."

Vakıfların burs kesme uygulamaları değişti

Özellikle son yıllarda özel üniversitelerin tercih edilmeme noktasındaki sebeplerden biri olan burs imkanlarıda değişmiş durumda. Eskiden vakıf üniversitelerinde iki dersten kalınması durumda burs kesme işlemleri yaşanırdı. Bazı vakıf okulları artık 6 yıl gibi uzun bir süre vererek, 2:50 ortalamanın altında kalmadıkça öğrencilerin alttan dersleri kalsa dahi burslarını kesilmiyor. Tabi bu her vakıf üniversitesi için geçerli değil. Vakıf üniversitelerindeki en büyük sıkıntının burslu ile paralı okuyan öğrenci arasındaki farktan kaynakladığını hatırlatan Saltık şunları söylüyor:

"Vakıf üniversitelerinde yüzde 100 burslu öğrenci ile para vererek okuyan öğrenciye aynı eğitim veriliyor. Bu noktada oluşan seviye farkı, burslu öğrenciler için bir dezavantaj oluşturuyor. Devlet üniversite de ise; hangi bölümde okursanız okuyun kendi seviyesindeki bir kitle ile eğitimi alıyorsunuz. Öğrencilere tavsiyem; Üniversiteye giren öğrenciler alanlarındaki bütün imkanları kullanmalı, staj yapmalı, özellikle dil eğitime önem vermeli ya da alanındaki workshoplar ve etkinliklere faal olarak katılmalı."


Öğrencilerin en büyük hatası matematiksel tercih yapmaları

Tercih döneminde yapılan hataları hatırlatarak söze başlayan Şirin, öğrencilerin matematiksel tercih yani sadece puanlarına bakarak tercih yaptığını belirterek şunları söylüyor:

"Tercih döneminde yapılan tipik bir hata vardır. Öğrenciler hep puan ve başarı sırası üzerinden matematiksel bir tercih yaparlar. Yani tercihlerini düşük ya da yüksek puanlara göre belirliyorlar. Puan odaklı tercih yapılması anlamsız. Çünkü; şu an bütün üniversitelerin puanları sıfır. Aday öğrenciler tercihte bulununca önümüzdeki yılın puanları oluşur. Bu yüzden aday öğrenciler matematiksel tercihlere göre değil, kendi yetenek ve ilgi alanlarına göre tercihlerini belirlemeliler. Tabi bu kısıtlı olan tercih döneminde belirlenecek bir süre değildir."

İlk kriter 'Ben ne yapmak istiyorum?' olmalı

Öğrencilerin ezber bozan bir tercih yapması gerektiğini söyleyen Şirin öğrencilere şu tavsiyelerde bulunuyor:

"Ezber bozan bir tercih yapılması gerektiğine inanıyorum. 'Nedir bu ezber bozan tercih?' diye sorabilirsiniz. Ezber bozan tercih; öğrenci hiç bir puanı yokmuş gibi, Türkiye birincisiymiş gibi nerde okumak istediğini, hedefini, hangi üniversitede okumak istediğini kendine sormalı. Öğrenciler önce meslek, sonra üniversite seçmeli. Üniversite arasındaki tercihlerini yaparken şu soruya dikkat etmeli. 'Ben ne yapmak istiyorum?' sorusunu sormalı kendine. Bu soru kapı açıcı bir sorudur. Eğer bu soruya öğrenciler doğru yanıtlar verebiliyorlarsa; tercih döneminde bir adım öne geçiyor. Birinci kriterimiz 'Ben ne yapmak istiyorum?' sorusu olmalı."

Kendinize bu soruyu mutlaka sorun

Üniversite tercihi yapan bu öğrencilerin ergenlik döneminde oldukları için bu soruları pek sormuyor? dediğimizde Şirin, aslında öğrencilerin bu soruların farkında olduğunu fakat kaçtıklarını hatırlatarak şunları söylüyor:

"Bu sorular öğrencilerin kaçtıkları sorular...Aslında 'Ben ne yapmak istiyorum?' sorusu sırf bu dönem değil, her dönem insanın kendisine sorması gereken sorudur. 17 -20 yaş aralarında bu soruyu sormak çok önemli. Çünkü hayatımız bu dönemde şekillenmeye başlıyor. 'Bu hayatta ne yapmak istiyoruz?' sorusu bu dönemde iki kat daha önemli hala geliyor. Öğrenciler, bu sorulardan kaçsalarda aslında bu sorularla yüzleşmeleri gerekiyor. Bence bütün öğrencilerde kendilerine bu soruları soruyorlar. Çünkü her çocukta gelecek kaygısı vardır hatta bizim hissettiğimizden daha çok geleceklerini düşünüyorlar."

Eğitim Uzmanı Servet Gülsün Şirin, aday öğrencilerin matematiksel tercihlere göre değil, kendi yetenek ve ilgi alanlarına göre tercihlerini belirlemeleri gerektiğini söylüyor.

Öğrenciler var olan yeteneklerini ortaya çıkarsınlar

Tercih döneminde geleceklerini ve mesleklerini şekilledirme sürecine giren öğrencilerin sorması gereken ilk soruyu ifade eden Şirin, ikinci tercih kriterinini ise şu sözlerle açıklıyor:

"Öğrenciler 'Ne yapmak istiyorum?' sorusu sonrasında ikinci bir soru daha sormalılar kendilerine. İkinci soru: 'Benim istediğim şey ile yeteneklerim uyuşuyor mu?'... Tercih yaparken en önemli ikinci kriter; ilgi ile yeteneğin uyuşması olacak. Öğrenciler bu yaşa kadar aldıkları eğitimlerle bu alana yatkın olup olmadıklarını analiz etmeye çalışmalılar. Zaten yetenek varsa; öğrencilerin başarısı ile bu koşul gerçekleşmiş olur. Önemli olan akademik eğitiminiz ile yeteneklerimizin örtüştüğü alanı parlamaktır. Olmayanı açığa çıkarmaktansa; var olanı parlatmak daha önemlidir. Eğitim ile yetenek birleşirse başarılı zaten gelir. Aslında sahip olduklarınız, mutlu olduklarımızdır. Mutlu olabilmek için sahip olduklarımızı sevmeli ve üzerine gitmeliyiz. İlk önce meslek elemesi yapsınlar. Yapmayacakları meslekleri eleyerek işe başlayabilir. 'Asla yapmamam', 'Hiç bir ilgim yok' dedikleri ne varsa elesinler. Sonra yapabilecekleri meslekleri listeleleyip, bir yüzleşme yapsınlar. O meslek grubundan insanlarla iletişime geçip, üniversite tercihlerini yapsınlar. Tercih yaparken sayısal anlamda dikkat edilmesi gereken şeyler var ama öğrencinin kendini tercih ettiği üniversiteye ait hissetmesi de önemlidir. Mutlaka istedikleri üniversite gitsinler ve görsünler..."

Vakıf ya da devlet değil, iyi ya da kötü üniversite var

Vakıf üniversiteleri ve devlet üniversiteleri arasındaki fark da değinen Şirin, tercih yapacak öğrencilere şunları söylüyor:

"Benim için vakıf ya da devlet üniversitesi diye bir ayrımı yok. İyi ya da kötü üniversite ayrımı vardır. Bu iyi ya da kötü üniversiteler arasında vakıflarda var devlet üniversiteleri de var. Üniversite tercihi yaparken 'Okulun bir kampüsü var mı?' sorusu önemli. Çünkü öğrenciler orada yaşayacak. 'Barınma olanakları ne?', 'Kentin koşulları ne?' özellikle üniversitelerin akademik kadrolarına, staj imkanlarına, sanayi kuruluşlarıyla iş birliklerine ve yabancı dil imkanlarına bakmak gerekiyor. Bir üniversitenin puanları o üniversiteyi iyi ya da kötü yapmaz, önemli olan akademik kadrosu, ürettikleri, bilimsel çalışmaları gibi kriterleridir."

Geleceğin büyüyen iki sektörü: Sağlık ve bilişim

Tercih döneminin belki en önemli kriteri meslek seçimi. Meslek seçimi noktasında Türkiye'de en çok istihdam oluşturan alanları Şirin şöyle sıralıyor:

"Türkiye'de en çok istihdam sağlanan alan sağlık. Sağlık alanındaki bölümleri bitirenler çok rahat iş bulabiliyor. Sağlıkta bütün alanlar için bu durumun söz konusu olduğunu söyleyebilirim. Fakat öğrencilerin yanıldıkları bir nokta var. Özellikle son dönemde İşletme ve Mühendislik Fakültelerinden mezun olanlar; mezun olunca iş bulamayacaklarını düşünüyorlar. Oysa ki Türkiye gibi dinamik bir ülkede bu alanlarda çalışacak kişilere ihtiyaç her zaman var. Üreten ve yenilenen Türkiye'de İşletme ve Mühendislik Fakülteleri hep gelecek vaat eder. Ben özellikle bilişim sektörünün ve dallarından biri olan Yeni medyanın, Telekominikasyon sektörlerinin zaman içinde daha çok popüler olup, istihdam alanlarının artacağını düşünüyorum. "

Hangi mesleğin seçerseniz seçin, dil bilmeden olmaz

Her mesleğin popüleritesi olduğuna inanan Şirin, her alanda çok iyi işler çıkartacak insanlara ihtiyaç olduğunu belirterek şunları söylüyor:

"Hem mesleki alanda kendini iyi yetişmiş hem de dil bilen özellikle- bunun altına kalın çizgilerle çiziyorum- insanlara ihtiyaç var. 'Ya biz dünyaya Türkçe öğreteceğiz ya da biz dünyadan İngilizce öğreneceğiz' başka yolu yok. Birincisi çok kolay değil, o anlamda yaygın olan İngilizce'yi öğrenmemiz gerekiyor. Hatta ingilizce dışında bölgedeki dilleri de öğrenmek gerekir. Örneğin; Rusça, Arapça ya da Çince dilleri öğrenilmeli. Artık çoğu üniversite ikinci dil öğretmek için çalışmalar yapıyor. Önce iyi bir İngilizce öğrenmeliyiz. Çünkü dünyayı takip etmek ve dünyayı dönüştüren bakış açılarını keşfetmek için İngilizce olmazsa olmazlardan..."

Lisans eğitimi sadece anahtar...

Eğitim noktasında önerilerini sıralayan Şirin, sırf üniversite eğitimi ile işlerin bitmediğini hatırlatarak geleceğini şekillendirme sürecinde olan öğrenciler şu tavsiyelerde de bulunuyor:

"Dil eğitimi almak için sırf üniversite eğitimi almak şart değil ne eğitim aldığın değil; aldığın eğitimle nasıl hareket edeceğin önemlidir. Lisans eğitimi; kişiye rehberlik eder, anahtarlar verir ama kapıları açmaz. Kapıyı öğrenciler kendileri açar. Geleceğin şekillenmesi hem lisans eğitim sırasında hem de sonrası devam eden bir süreçtir. Önemli olan hangi alanda okuduğun da değildir. O alanda ekstra ne yaptığın önemli. Örneğin; okurken ne kadar staj yaptığın, kaç dil bildiğin, hangi sertifika programlarının aldığı, girişimci ruhu, sosyal çevren ve hobilerin önemlidir. Kişiler bireysel olarak kendilerine müdahale etmeli."

Aileleri çocuklarının değil, kendi hayallerini istiyor

Tercih döneminde öğrenciler kadar ailelerde stresli bir döneme giriyor. Bu noktada anne -babaların üzeine düşenleri Şirin şu sözlerle anlatıyor:

"Anne-babalar kendi hayallerini gerçekleştirmek isityorlar. Bu konuda öğrencilerden ziyade anne -babaları bence eğitmemiz gerekiyor. Tavsiye vermek, yönlendirme de bulunmak başka birşeydir, iyi bir yere gelmesini istemesi başka bir şey, dikta etmek bambaşka bir şeydir. Aileler çocuklarının hayallerine, isteklerine baksınlar... Her şeyiyle öğrencilere destek olmak gerekir. Türk aile yapıları 20 yıl öncesine kadar daha ılımlı. Bence anne-babalar daha bilinçli hala geliyor."


2017-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu İndir

2017 ÖSYS Tercih İşlemlerini Yapmak için Tıklayınız

2017 ÖSYS Tercih Robotu İndirmek için Tıklayınız

Konular