YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç: Edebiyat fakültelerinden mezun öğrencilerin yüzde 10'u KPSS ile MEB'e atanıyor, yüzde 4'ü ise okutman veya akademisyen oluyor. Geriye kalan öğrenciler için çözüm bulunması gerekiyor. Bu toplantıdan soruna ilişkin çözüm önerileri bekliyoruz.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, edebiyat fakültelerinden mezun öğrencilerin yüzde 10'unun KPSS ile Milli Eğitim Bakanlığına atandığını, yüzde 4'ünün ise okutman veya akademisyen olduğunu belirterek, geriye kalan öğrenciler için çözüm bulunması gerektiğini bildirdi.
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Türk dili ve edebiyatı bölümlerinin mevcut durumunun görüşülmesi amacıyla Kurumda "Türk Dili ve Edebiyatı Çalıştayı" düzenlendi. Çalıştaya, YÖK Üyeleri Prof. Dr. Mehmet Şişman ile Prof. Dr. Hayati Develi ve YÖK yetkililerinin yanı sıra edebiyat fakültesi dekanları, Türk dili ve edebiyatı bölüm başkanları katıldı.
Türk dili ve edebiyatı bölümlerinin bugünkü durumu ve bu bölümlerden beklentilerin ele alındığı çalıştayda konuşan Saraç, Türk yükseköğretiminde gerçekleştirdikleri yenilikleri ve projeleri anlattı.
Saraç, Türkiye'deki Türk dili ve edebiyatı bölümlerinde yürütülen lisans ve lisansüstü programlardaki derslerin büyük ölçüde birbirinin benzeri olduğuna işaret etti.
Edebiyat derslerinde genellikle "edebiyat tarihi" okutularak öğretim dönemlerinin tamamlandığını anlatan Saraç, şunları kaydetti:"Elbette eski Türk edebiyatı için de yeni Türk edebiyatı için de Türk halk edebiyatı için de tarih bilgisi, yazar yahut şairlerin hayatları, sanatları, eserleri belirli bir kronolojide öğrenciye verilmelidir. Ancak hazır 'edebiyat tarihi' kitaplarıyla derste öğrenciye yalnızca malumat aktarmak, kolaycılık ve hazırcılık olmasının yanı sıra öğrencinin kendi başına da yapabileceği bir faaliyettir."
Saraç, edebiyatın ruhunu, zenginliklerini ve renklerini daha fazla aktarma fırsatı ve zamanı kazandıracak görsel malzemeler ile derslerin geliştirilmesinin yerinde olacağını vurguladı. Şiir geceleri ve öğrenci sempozyumları düzenlemek ve yeni Türk edebiyatı dersinde çağdaş şairleri konuk etmek gibi daha hareketli, sosyal, eğlenceli dersler yapmanın önemine işaret eden Saraç, eğlence dünyası ve sosyal medya içinde kaybolan gençlerin dikkatini çekmenin artık bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti.
- "İlim adamı her zaman ufkunu geniş tutmalı""Şiir kültürü", "metin yazarlığı", "yazarlık seminerleri" gibi seçmeli ders ve seminerlerin lisede şiir ve deneme yazan, yeteneklerini geliştirmek üzere Türk dili ve edebiyatı bölümüne gelen öğrencileri teşvik edeceğine değinen Saraç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Derslerin işlenişinde bilgisayar desteği olmazsa olmaz derecesinde bir gerekliliktir. Çünkü öğrencinin en büyük arkadaşının cep telefonu olduğu bir çağda, kürsüde yalnız öğretim üyesinin konuşarak öğrenciyi etkilemesi mümkün değildir. Görseller, konuyla ilgili belgeseller, kısa videolar dersi zenginleştirecek ve dersin etkinliğini artıracaktır. İlgili alan hangisi ise ders, batıya veya doğuya entegre/paralel olarak işlenmelidir."
Saraç, mezuniyet veya bitirme tezi dersi için bilimsel ve somut bir sonuç ortaya koyacak, proje niteliği taşıyan büyük ve değerli fikirleri öğrenciyle birlikte yürütmenin önemini vurguladığı değerlendirmesinde, "Hatta bu tezler, mezuniyet projeleri, BAB projeleri, TÜBİTAK projeleri haline dönüştürülebilir. Zira bu kurumların 4'üncü sınıf öğrencilerine proje desteği bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
Bir diğer sorunun yüksek lisans ve doktora eğitimi olduğunu kaydeden Saraç, Türk edebiyatı alanında yüksek lisans ve doktora eğitimi için en önemli girişimlerden birinin "alanın en önemli çalışmalarını, öğrenciye sene başında okuma listeleri halinde vermek ve ayda bir bu listeleri kontrol etmek" olduğunu belirtti.
Saraç, "Edebiyat fakültesinden mezun öğrencilerin yüzde 10'u KPSS ile MEB'e atanıyor, yüzde 4'ü ise okutman veya akademisyen oluyor. Geriye kalan öğrenciler için çözüm bulunması gerekiyor. Bu toplantıdan soruna ilişkin çözüm önerileri bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Yekta Saraç, Türk dili ve edebiyatı bölümlerinin ülke ve bölge ihtiyaçları doğrultusunda ihtisaslaşmasına yönelik yapılacak çalışmalarla ilgili sürecin YÖK tarafından koordine edileceğini bildirdi.